73 entry daha
  • son birkaç gündür sosyal medya üzerinde çocuklar üzerinden oluşturulan mükemmelleştirme çabaları ile ilgili vidoları gördükçe en çok da çocuklara üzülüyorum biliyor musunuz dostlar?

    yeni nesil çocukları mükemmel yapmaya çalışan hastalıklı annelerle dolu bir çağda yaşıyoruz. bazen bu hastalığa babalar da tutuluyor. o mini minnacık bebekler gün yüzü sokak yüzü göremeden annelerinin ve babalarının mükemmellik kıstasına ulaşmak için çocukluklarını terk ediyorlar.

    eskiden kaç hastalık vardı ve şu an kaç hastalık var farkında mısınız? çeşit çeşit hastalıklar var. yediğimiz gıdalardan tutun da yaşam tarzımıza kadar bir çok şey hastalıklı olmuş artık. zihinler körelip kaybolmuş. bu hastalık içinde herkes mükemmel olmaya çalışıyor. her zaman yazıyorum. ileride ölümler bildiğimiz hastalıklardan değil depresyondan olacak, mükemmel olabilme çabasından olacak. ki artık depresyon şimdiden en üst sıralarda yerini de aldı bile. oysa soruyorum size yaşamda mükemmel olan tek bir şey var mı? sahi var mı? mükemmel bir doğru parçası, mükemmel bir küre, mükemmel bir kare var mı? mükemmel bir dağ, göl, ırmak var mı? mükemmel bir canlı var mı? tıpkı kuyruğunu geride bırakan bir canlı gibi çocukluğunu bırakıp ilerliyor bu insanlık. kimi bombalar altında kimi mükemmellik savaşında kaybolup giden çocukların kuşağı bu. eğer insanlık olur da iyiye giderse, bundan bin yıl ya da binlerce yıl sonra bu dönem belki de insanoğlu tarafından “kayıp çocuklar kuşağı” olarak anacak. bizim mükemmel olabilme çabamızı belki de tıpkı bir döngü çemberi içinde bir tekerlekte koşan hamstera benzetecekler.

    yazık valla şu çocuklara!.. hastalıklı anneleri tarafından çocuklukları işgal edilmiş veya tepelerine bombalara yağıyor tonlarca. çocukluğu bu derece işgal edilmiş bireylerden nasıl bir nesil oluşacak. aşkı aptallık olarak gören, sevmeyi küçümseyen mükemmele her daim ulaşmaya çalışan ama her zaman bir şeylerin eksik olduğunu içinde hisseden ve bu boşluğu bir türlü dolduramayan bireylerle dolu sokaklar, şehirler, ülkeler. sevme biçiminden üzülme biçimine kadar saç stilinden yürüme biçimine kadar her şeyin benzeştiği bir dünyaya çoktan girmiş durumdayız. mükemmel olabilme sevdasının yerine iyi insan olma sevdası gelse keşke. mükemmel olamadık ama iyi insan olduk be diyebilsek keşke...
hesabın var mı? giriş yap